Strazburg’da Gezilecek Yerler

Strazburg’da gezip görülecek yerler

Strazburg, benim romantik yol tatilim esnasında gidip gördüğüm ve etkisinden hala çıkamadığım harika bir şehir. Strazburg’da gezilecek yerler ise adeta masallarda kullanılan evlerden ve sokaklardan oluşuyor. Yaz tatili için eşim ve kızımla beraber eğlenceli, keyifli ve romantik bir tatil planlamaya koyulduk. Planımızı yaparken Almanya’nın romantik yol güzergahı dikkatimizi çekti ve hemen nasıl gerçekleştirebiliriz bu tatili diye başladık araştırmaya.

Almanya’nın Münih şehrinde başlayıp tüm romantik yol güzergahını da gezebileceğimiz bir rota planladık. Bu rotada ise romantik yol üzerinde olmayan ama çok yakınında olan strazburg aslında en çok merak ettiğim şehirdi. Çünkü hep resimlerini görüyordum ve acaba yakından nasıldır Strazburg’da gezip görülecek yerler derdim. Gerçekten de aynı resimlerdeki gibiymiş bu şehir, ben şehre resmen aşık oldum.

Öyle kocaman bir şehir canlandırmayın gözünüzde, bir Paris kadar büyük değil elbette. Gezilecek yerleri ise bir noktada toplanmış. Biz burada iki gece konakladık ve birinci gün şehri tamamen gezdik, ikinci gün ise gezdiğimiz yerleri tekrar gezerek ayrıca şehrin keyfini çıkardık. Şehir fotoğraf çekilmek için yaratılmış sanki. Öyle güzel fotolar çekiyorsunuz ki, biz binlerce çekmişiz. Ben size kısaca burası ile ilgili bir özet geçecek olursam. Şehrin en büyük özelliği bulunuğu bölgenin de özelliği olan alsace evleri. Bu evler adeta masallarda kullanılan evlerin aynısı. Aynı zamanda şehir nehir etrafında konumlandığı için her yerde nehir manzarası ile karşı karşıyasınız.

Şehirde tramvay, otobüs gibi toplu taşıma araçları olsa da en yaygın ulaşım şekli tahmin edeceğiniz gibi burada bisiklet. Hatta ben artık bisikletlilerden fenalık geçirdim. Çünkü bir anda her yerden çıkabiliyorlar, adeta her yerdeler. Ama bu durum şehre ayrı bir özgürlük ve güzellik katmış.

Strazburg La petite France ( Küçük Fransa )

Biz, Strazburg’a adım atar atmaz koşa koşa buraya geldik. Burası tarihi bir bölge. Çok eskiden balıkçıların, tabakacıların ve değirmencilerin yaşadığı bir yermiş burası. Burada yer alan ve o bahsettiğim evler 16. Yüzyıldan kalma. Gezerken kendinizi tarihin içinde hissediyorsunuz. Strazburg’un en güzel, en meşhur yeri burası.

La petite France hakkında biraz daha bilgi vermem gerekirse. Nehir kenarında ve etrafında o güzel evlerin konumlandığı, yerlerin arnavut kaldırımları ile döşenmiş olduğu, etrafta cıvıl cıvıl kaffelerin olduğu, rengarenk çiçeklerin her yerde olduğu tam anlamı ile harika bir yer burası. Trafiğe kapalı olması daha bir rahatlık sağlıyor gezerken. Strazburg’a giderseniz hemen ilk durak burayı seçin.

Strazburg Notre Dame Katedrali

Ben bayılıyorum böyle gotik yapılara. Burası da görüntü olarak açıkçası beni etkileyen kiliselerden biri. Bu katedralin yapımına 1015 yılında başlanmış ve bitişi ise 1439’da gerçekleşmiş. Anlayacağınız karşınızda dev bir tarih olacak. Katedralin 142 metrelik kulesine çıkıp şehri kuşbakışı seyredebilirsiniz. Bu görkemli ve etkileyici katedral için Victor Hugo ‘ Dev, narin ve harika’ tanımlamasını yapmış. Katedrali gezerken Victor’a hak vermemek imkansız. Bu arada şehirde yer alan hediyelikçilerin bir çoğu katedralin hemen karşısında ve etrafında yer alıyor.

Strazburg Avrupa parlementosu

Strazburg’un, aslında diğer büyük özelliği bu binanın varlığı. Özellikle avrupalılar bu binayı fazlaca önemsiyorlar. Ancak binanın mimarisi Roma’nın kolezyumunu andırıyor. Bir grup fransız mimar burayı Roma’da yer alan kolezyumdan ilham alarak yapmış.

Strazburg rohan sarayı

Bu saray notre dame katedralinin hemen arkasında yer alıyor. Saray, rohan hanedanı burada yaşasın diye inşa edilmiş. Bu sarayın mimarisi için, Barok mimarisinin geldiği en son nokta olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle sanat severlerin bu yapıya ilgisi fazla. Saray şu an güzel sanatlar müzesi, arkeoloji müzesi ve dekorastif sanatlar müzesi olarak hizmet veriyor.

Strazburg Kammerzell Evi

Şehri gezerken bir evin önünde, o evin sürekli fotoğrafını çeken turist toplulukları gördük. Bu ev Kammerzell Evi adında tarihi bir evmiş. Ev Notre dame katedralinin hemen karşısında yer alıyor. 1427 yılında bir tüccar tarafından yapılmış. Sonrasında ise 1589 yılında restore edilmiş. Evin en büyük özelliklerinden biri her katının Alsaslı ressam Leo Schnug tarafından dekore edilmiş olması. Diğer bir özelliği ise binanın 75 tane penceresi var ve bu sayede her yeri son derece aydınlık. Bina müze olarak kullanılmıyor. Günümüzde otel olarak ve restaurant olarak kullanılıyor.

Strazburg astronomik saat

Ben Prag seyahatim de de buna benzer bir saat görmüştüm. Prag’da da turistik bir showdu bu durum. Strazburg’da da aynı şekilde olmuş. Saat, Notre dame katedralinin içinde yer alıyor. Saatle ilgili olarak bahsettiğim show ise, her gün öğle vakti gerçekleşiyor. Saatin üzerinde havarilerin geçişi sergileniyor.

Avrupa insan hakları mahkemesi

Strazburg’u, avrupada son derece önemli yapan yapı kesinlikle Avrupa insan hakları mahkemesinin burada olması. Hatta bu nedenle Avrupa’nın başkenti unvanı verilmiş Strazburg’a. Bina bir ingiliz mimar tarafından yapılmış ve konum olarak tam nehir ile kanalın kesiştiği noktada yer alıyor.

Strazburg arkeoloji müzesi

Bu müzede tarih öncesi döneme ait bir çok eser sergileniyor. Eserler Frank hanedanına kadar olan arkeolojik yapılardan oluşuyor. Müze rohan sarayının bodrum katında yer alıyor. Müzede, daha çok bu bölgede ilk yaşayan insanlara dair bilgiler edinebileceğiniz çok özel eserler var.

Strazburg hakkında bilgi

Strazburg, çok beğendiğim ve çok etkilendiğim şehirlerden biri oldu. Çok büyük değil ama bir gün boyunca gezerken sizi büyüleyecek güzelliğe sahip. Bana biraz Amsterdam’ı biraz da Venedik’i andırdı. Sanki ikisinin karışımı bir şehir gibi. Ama kesinlikle kendine has bir dokusu var. Nehirde bot gezintisi de yapabilirsiniz buarada. Genel olarak şehir daha çok turistlerin fazlaca akınına uğramış durumda. Ama bu yorucu olmuyor.

Dar ve arnavut kaldırımlı sokaklarında gezdik, balkonlarından ve pencerelerinden çiçekler sarkan evlerin önünde bol bol fotoğraf çektirdik. Meydanında ve en güzel yeri olan küçük Fransa bölgesinde yer alan kaffelerinde oturduk. Eğer yolunuz bu taraflara düşerse Strazburg’a kesinlikle gidin derim.

Strazburg’da ne yenir?

Biz buraya Almanya’dan geçtik ve Almanya’da bizim türkler çok güzel döner yapıyorlardı. Bu nedenle Strazburg’da ne yenir diye sormadan hemen türk restaurantına daldık ve burada da döner deneyelim dedik. Ama yok, Almanya’daki gibi değildi. Yani biz çok sevmedik. Strazburg bir fransız şehri ama Almanya’nın fazlaca etkisi altında. Kendinizi Fransa’da hissetmiyorsunuz, hala Almanya’da gibi hissediyorduk biz kendimizi.

Burada italyan restaurantları ve türk restaurantları çok fazlaydı. Bunun yanında fransızlara has yiyecekler de vardı. Ama biz fransızların yemeklerini çok sevmediğimiz için burada daha çok italyan ve türk restaurantlarını tercih ettik.

Fransa’nın meşhur şekerleme ve kurabiye markası olan la cure gourmande’yi duymuşsunuzdur. Çok eski bir tarihi olan meşhur bir yer. Biz de merak ettik ve Strazburg’da yer alan şubesine gittik. İçerisi oldukça güzeldi. Her yerde bir sürü kurabiye çeşitleri, şekerlemeler, fransızlara has tatlılar bayıldık resmen. Ben tatlı çok sevmememe rağmen dükkanın içerisi beni bile çok etkiledi. Ancak kurabiye canavarı kızım burada resmen kendini kaybetti. İçerde ikram ettikleri içi çikolata dolgulu kurabiyeleri çok beğendi ve biz buradan o kurabiyelerden aldık.

Burası turistik bir dükkan aynı zamanda. Bu nedenle hediyelik anlamında çok güzel şeyler vardı içeride. Ben kendim ve bir kaç arkadaşım için buraya has süslü kutulardan aldım. Bu kutulardan alıyorsunuz ve içine istediğiniz kurabiye çeşitlerinden kilo hesabı dolduruyorsunuz. Lezzetli ve şık bir hediyelik oldu kesinlikle, öneririm.

Strazburg gece hayatı

Strazburg, kesinlikle çok romantik bir şehir. Özellikle balayı çiftleri için son derece romantik ortamlar vardı ve etrafta bir sürü gelin, damat vardı fotoğraf çekimi için. Çünkü ortam çok müsait. Biz şehri gündüz gezdikten sonra elbette akşam da dışarı çıktık. Almanya’nın aksine biraz daha hareketliydi Strazburg geceleri. Şehirde bir çok gece kulübü varmış ama biz giremedik yanımızda kızımız olduğu için. Fakat onun yerine gece açık olan bazı kaffelerinde oturduk.

Fakat bu denli turistik olmasına rağmen gündüz gördüğüm bir çok kaffe ve restaurantın akşam hava karardıktan sonra kapalı olduğunu gördüm. Bu açıkçası bana biraz garip geldi. Yani öyle çok canlı bir gece hayatı yoktu bana göre. Sokakları da tenhaydı pek kalabalık değildi.

Otel rezervasyonlarınızı booking'den yapabilirsiniz.