Tui Blue Palm Garden Hotel Deneyim ve Yorumlarım
Hemen hemen herkes bilir ki Antalya’da tatil planlanıyorsa bu tatil otel tatili olur genelde. Bu nedenle Antalya otelleri ayrı bir özenlidir. Antalya otelleri içinde tui blue palm garden hotel deneyim ve yorumlarım, öneri ve eleştirilerimi belirteceğim burada. Otel konusunda özellikle de yaz tatili konusunda siz de benim gibi detaycı ve titizseniz ve bu oteli de düşünüyorsanız benim otel yazılarımı okumalısınız.
Bir kaç sezondur otellerde yaşadığımız fazla kalabalık ve kötü turist durumundan sıkıldığımız için bu sezon biraz daha farklı bir otele gitmeye karar verdik. Bu nedenle bir Alman oteli olan tui blue palm garden hoteli tercih ettik. Yurt dışından Almanlara satış yapan ve Alman misafir ağırlıklı bir otel. Kaldığınız otelde turist kalitesine çok takılıyorsanız tui blue palm garden hotel kesinlikle bu konuda harikaydı diyebilirim.
Gelelim tui blue palm garden hotel hakkında yorum ve şikayet kısmına. Otele gitmeden önce en büyük kaygım Alman oteli olduğu için orada ayrımcılığa maruz kalır mıyız acabaydı. Ancak bu konuda sıkıntı yaşadığımı söyleyemeyeceğim. Otele girer girmez sizi hemen karşılıyorlar. Soğuk çayınızı ikram ediyorlar. Sonrasında hızlı bir şekilde giriş işlemlerinizi onlar sizin yanınıza gelerek yapıyorlar. Biz otele adım attıktan on dakika sonra odamıza yerleştik. Bu beni çok mutlu etti. Çünkü otellerin giriş işlemleri için beni bekletmesine katlanamıyorum. Burada böyle bir sıkıntı yaşamamak beni oldukça sevindirdi.
Öncelikle otelin mimarisinden bahsedeyim. Otel adından da anlaşılacağı gibi palmiye ağaçları içinde muhteşem bir bahçe ile çevrili. Ben yüksek otel binalarından pek hoşlanmam, daha çok küçük ve bir kaç katlı geniş balkonlu otel odaları hoşuma gider. Burası tam istediğim şekildeydi diyebilirim. Bir kaç tane villadan oluşuyor. Her villada bir sürü daire var. Villalar çok güzel yeşilliklerle dolu bahçelere bakıyor.
Bahçe yeşilliği muhteşem diyebilirim. Yürüyüş yolu boydan boya sıralanmış palmiye ağaçları ile sıralı. Özellikle akşam ışıklandırıldığında kendinizi Antalya’da değilde tropik bir adada hissediyorsunuz. Palmiyelerle sıralanmış olan bu yürüyüş yolunda bolca fotoğraf çektirmeyi unutmayın. Çünkü fotoğraflar gerçekten efsane bir görüntüde çıkıyor.
Dediğim gibi otel çevre düzenlemesine ayrı bir özenmiş. Palmiye ağaçlarının yanı sıra her yerde rengarenk çiçekler var. Bunun yanında bir çok yerde organik tarım da var. Küçük küçük domates tarlaları, biber, karpuz, fesleğen tarlaları var. Havuz başında muz ağaçları var. Yani anlayacağınız çevre düzenlemesi çok güzel.
Gözünüzde öyle devasal çok büyük bir otel canlandırmayın. Ne küçük, ne de çok büyük. Aslında son derece yeterli diyebilirim. En azından bir yerden bir yere giderken yıpranmıyorsunuz. Ayrıca çok da derli toplu. Otelde bir ana havuz bir tane de dinlenme havuzu var.
Ana havuz son derece yeterli ve oldukça keyifliydi. Biz ağustos başı yani sezonun belkide en canlı olduğu dönemde konakladığımız halde havuz başında hiç şezlong sıkıntısı yaşamadık. Hep boş şezlonglar vardı. Bu benim bir tatilde en önem verdiğim husustur. Çünkü havuz başında şezlong bulmaya çalışmak beni deli eder. Ancak otel tam dolu değildi. Eğer tam kapasite dolu olursa durumlar aynı olur mu, gene havuz başında yer kapmaca olmadan rahatlıkla şezlong bulunur mu onu bilemiyorum. Ülkemizde yaşanan turizm krizi nedeni ile otel oldukça boştu ve biz her yerde son derece rahat yer bulabildik. Sanki kendi evimizin havuzunda gibiydik.
Otel odasına gelirsek de otel yenilenmiş olduğu için odalar son teknoloji ile döşenmiş. Odalarda bluetooth ile telefonunuza bağlanıp müzik dinleme imkanı bile var. Son derece modern ve güzel döşenmiş odalar. Biz tui blue palm garden aile odasında kaldık. Ben şuana kadar kaldığım otel odalarında aile odası olarak en çok bu otelin aile odalarını beğendim. Aile odası iki ayrı oda gibi tasarlanmış. İki odalı bir villa gibi. Her iki odada da televizyon, klima, kıyafet dolabı var. Oldukça kullanışlı, geniş ve modern.
Yemek anlamında ise kesinlikle tatmin ediciydi. Tatlı kısmı biraz daha çeşitlense çok daha güzel olur. Ancak 7 yaşındaki kızım özellikle pastalarına bayıldı. Hiç bir yerde denemediğimiz özel bir pasta vardı tatlı büfesinde. Bu sezon malum kriz nedeni ile oteller maliyetlerini kısma çabasındalar. Bunu en çok açık büfede hissediyorsunuz. En çok da et yemeklerinin hiç olmamasından şikayet ediliyor. Burada et her gün çıktı. T bone steak, pirzola ve köfte şeklinde. Aynı zamanda etli yemekler de fazlaydı. Balık ve tavuk da her gün çıkıyordu. Çeşit anlamında yoğun ve fazla çeşit olmasa da kesinlikle yeterli ve lezzetli bir açık büfesi olduğunu söyleyebilirim.
Animasyon anlamında da ben özellikle gündüz fazla animasyondan hoşlanmıyorum diyorsanız burası tam size göre derim. Çünkü gündüz animasyon hiç yok. Sadece havuz içinde spor yaptırıyorlar katılmak isterseniz. Akşam animasyonları ise animasyon beklentisi olanların beklentisini çok karşılamayabilir. Çünkü öyle Antalya otellerinde olduğu gibi yoğun animasyon pek yoktu. Kaldığımız süre boyunca amfisinde iki adet gösteri oldu. Biri dans diğeri ise ateşle yapılan gösterilerdi. Ancak canlı müzik seviyorsanız otelde her akşam canlı müzik vardı. Yapılan müziğin tarzı ise oldukça hoştu. Soft rock tarzı ve oldukça keyifliydi diyebilirim. Yani ortam bir anda düğün salonuna dönmüyordu.
Gelelim tui blue palm garden hotelin çocuk konseptine. Antalya’da yer alan bir çok otel gibi burası da tam bir çocuk dostu otel konseptine sahipti diyebilirim. Otelin ana havuzunda yer alan kaydırakları kızım çok sevdi. Kaydıraklardan botla kayılmadığı için ve çok da yüksek olmadığı için kızım tek başına kayabildi. Kaydırak yanında yer alan cankurtaranlar bir an olsun gözlerini tek kayan çocukların üzerinden ayırmıyorlar. Ben genelde kaydıraklara yakın şezlonglara oturur kızım kayarken onu izlerdim.
Mini clup ise bir kaç yaş grubuna ayrılmış. Minis, maxis, youngsters, ve teens şeklinde. Her birinin sorumluları ve aktiviteleri farklı. Benim en çok hoşuma giden ise diğer bir çok otelde yapılan şey burada yapılmıyordu. Yani genelde çocuğu mini clupe bıraktığınızda orada bir odada saatlerde boyama yapar durular. Ama burada sadece boyama yapılmıyordu. Beraber havuza girip kaydıraklardan kayıyorlar, beraber çocuk parkında oynuyorlar, sahilde değişik oyunlar oynuyorlardı. Kızım çok eğlendi. Ancak burayla ilgili küçük bir kriz yaşadık. Otelde Türk az, Alman çok olduğu için. Örneğin her gün sinema filmi oynatılıyordu fakat film almancaydı. Kızım bir kaç kez ben de izlemek isterdim diye sıkıntı yarattı haklı olarak. Yani o noktada Türk çocuklarının düşünülmemiş olması bizi biraz üzdü o anda.
Gelelim denizine. Eğer yüzme konusunda çok iyi değilseniz bu denize girme şansınız pek yok diyebilirim. Otelin en eksi yanı diyebileceğim denizi. Ama bu onların hatası değil elbette. Deniz bu, yapacak bir şey yok. Harika bir plajı var ama çok kötü bir denizi var. Deniz bir kaç adım sonra boyu geçiyor ve oldukça tehlikeli bir dalgaya sahip. Biz bir kaç kez girdik fakat tedirginlik yarattı bizde biraz. Özellikle çocuklar için sakıncalı bir deniz. Yüzerken bir anda değişik ve yoğun bir dalga başlayıp sizi oradan oraya attırabiliyor. Sahilde can kurtaranlar pür dikkat sizi izliyor, fakat dikkatli olmakta fayda var. Denizin ortasında harika bir trambolin var. Buraya çıkıp zıplamayı sakın unutmayın. Çok keyifli.
Otelin bana göre en paha biçilemez yanı kesinlikle personeli. Arı gibi çalışmalarına rağmen yüzleri hep gülüyordu ve işlerini severek yapıyorlardı. Ben gittiğim otel tatilimde suratsız ve işini sevmeyerek yapan personele asla katlanamıyorum. Bu nedenle açıkçası burada çok mutlu oldum. Özellikle misafir ilişkilerinden Zeynep hanım her gün tatilimizin nasıl geçtiğini ve bizi rahatsız eden bir durum olup olmadığını sürekli sordu. Restaurantta et bölümünde yer alan şefler ise her biri kendi önlerindeki etlerden alın diye neredeyse size her türlü şirinliği yapıyorlar. Otelden ayrılırken ise otel personelinin dışarı çıkıp bize el sallayarak bizi uğurlamasına inanamadık. O kadar otel tatili yaptım böylesini ilk kez gördüm.
Temizlik konusunda son derece takıntılıyımdır. Özellikle ortak kullanım alanları benim için önemlidir. Oda temizliğimiz gayet iyiydi. Ancak ortak alanların temizliği muhteşemdi. Sürekli bir temizlik halindeydiler.
Eğer sakin ve koşuşturmacasız bol yeşilliklerle dolu bir otelde tatil yapma arayışındaysanız ve etrafınızda sürekli size gülümseyen selam veren personeller olsun istiyorsanız bu oteli kesinlikle bir değerlendirin derim.
Otel rezervasyonlarınızı booking'den yapabilirsiniz.